Cansu went to a jungle with her
mother and father in a lovely day in
spring.
She was so happy for being there.
Because there were so many interesting
things in the jungle.
She was watching the around carefully.
The twitters of the birds interested her
most.she started watching a group of sparrows.
One of the sparrows was leaving its
friends and seasawing through the tree which was alittle far away. Cansu
recognised that it was doing it so often and it really looked so worried..
whenever the sparrow came back from the
tree it was trying to tell something to its friends. But they were going on
singinig and flying. The behavıours of the sparrow increased her curıousity.
For that reason she asked her father to take her to the tree which the sparrow
seesawed so often.
So they went there. When they got there
they soon realised the two eggs on the branches of the tree which were about
the fall down and also the birdnest which had already fallen down. The birdnest
was all in bits. They got so surprised. They understood why the sparrow was so
worried. It was actually asking for help from the others to save the eggs.
Cansu and her father pickedup the eggs
and saved them. And then they started to pick up little bushes to make a new birdnest.
The eggs and the little sparrow was in safe again.
Doing a favaour made Cansu so happy. She
thought the curiousity she had worked out.
While they were leaving the little
sparrow was singing happily around Cansu as if it was saying Thank you to her.
MERAKLI CANSU
Güzel bir bahar günü küçük Cansu, anne ve babası ile ormana
gezmeye gitmiş. Cansu ormana gittikleri için çok mutluymuş.Çünkü burada birçok
ilginç şey varmış.Küçük Cansu etrafı dikkatlice inceliyormuş. Ormanda en çok
serçelerin cıvıldamaları dikkatini çekmiş. Cansu bir serçe topluluğunu izlemeye
başlamış. Minik bir serçe arkadaşlarının
yanından ayrılıp biraz ilerideki ağacın yanına gidip geri geliyormuş. Serçenin
bu durumu sık sık tekrarladığını ve telaşlı olduğunu fark etmiş Cansu. Sanki her
geri döndüğünde arkadaşları serçelere bir şeyler anlatmak istiyormuş bizim
minik serçe. Fakat arkadaşları kendi aralarında şarkı söyleyip uçamaya devam
ediyorlarmış. Serçenin hareketleri Cansu’yu daha da meraklandırmış. Babasına
minik serçenin telaşlı hareketlerle gittiği ağacın yanına gitmek istediğini
söylemiş.Babasıyla birlikte gitmişler. Birde ne görsünler, ağacın alt
dallarında düşmek üzere olan iki serçe yumurtası ve yere düşmüş bir kuş yuvası
varmış. Yuva yerde param parça olmuş. Çok şaşırmışlar. Meğer bizim serçe
yumurtaları için bu kadar endişeliymiş.Kırılmaması için arkadaşlarından yardım
istiyormuş. Hemen babası ile yumurtaları dikkatlice daldan alıp kurtarmışlar.Babasıyla
birlikte el birliği ile kırılan yuva için yerden kuru dallar ve otlar bularak
yeni bir yuva yapmışlar.Yumurtalar ve minik serçe artık güvendeymiş.
Cansu iyilik yapmaktan çok mutlu olmuş. Merak duygusunun
büyük bir işe yaradığını düşünmüş.
Yanlarından ayrılırken minik serçe sanki teşekkür edercesine
Cansu’nun kulağına güzel melodiler cıvıldamış mutlulukla…
A
SURPRISE FRİEND
There was a lovely parrot which lived
alone on a huge tree in a beatiful garden.ıt was so sad because he had no
friends.one day he said himself” ı am so alone and ı must find a friend.
He started to fly. He flied flied flied
and reached a seaside and settled on the high rocks. Then it started to rain. A
storm broke out.the waves rose. Suddenly he was a fish near the seaside.
He went there qıckly and filled water in
abottle and put the pish in the bottle. “you will be my friend” he said to the
fish. But the fish wasnt so happy because it couldnt swim easily in the
bottle.the parrot and the fish came across with a rabbit.
The rabbit got unhappy when he saw the
fish inn the bottle so he told the parrot: “what you are doing is not correct.
Fish can swim easily in the sea and feel happy there. İf someone put you ın a
cage wont you get sad?” parrot stopped and thought. The rabbit was right. “if I
let the fish go I will be friendless again” he said and started to cry.
So the rabbit went near the rabbit and told
him”dont worry.I also do not have a friend. İf you want I can be your friend.
We can browse around together and play
games together” the rabbit and the parrot put the fish into the sea and lived
together happily…
SÜRPRİZ ARKADAŞ
Güzel
bir bahçe içinde kocaman bir ağaçta tek başına yaşayan sevimli bir papağan
varmış.Bu papağan çok üzgünmüş çünkü hiç arkadaşı yokmuş.Bir gün demiş ki :
''Çok yalnızım kendime arkadaş bulmam
gerek.''
Başlamış
uçmaya.Uçmuş uçmuş,deniz kenarına gelmiş ve oradaki yüksek kayalıklara konmuş.O
sırada yağmur yağmaya başlamış.Fırtına çıkmış,denizde dalgalar yükselmeye
başlamış.Birden deniz kenarında küçük bir balık görmüş.Hemen gitmiş,küçük bir
kabın içine su doldurmuş ve balığı da içine koymuş.
''Sen
artık benim arkadaşım olacaksın.'' demiş. Balık bu durumdan çok memnun
değilmiş.Çünkü o küçücük kapta rahat yüzemiyormuş.Papağan balıkla giderken
birden karşısına bir tavşan çıkmış.Tavşan balığın durumuna üzülmüş.Papağana
demiş ki :''Papağan kardeş bu yaptığın doğru değil.Balıklar denizde rahat
yüzerler ve orada mutlu yaşarlar.Biri alıp seni kafese kapatsa sen üzülmez
misin ?''
Papağan
durmuş ve düşünmüş.Tavşan haklıymış.
''Eğer
balığı bırakırsam ben yine arkadaşsız kalacağım'' demiş papağan ve başlamış
ağlamaya.Tavşan papağanın yanına gitmiş ve ''Üzülme benim de arkadaşım yok.Eğer
istersen ben senin arkadaşım olurum.Beraber gezeriz,oyunlar oynarız.'' demiş.
Tavşanla
papağan balığı denize bırakmışlar ve o günden sonra mutlu mesut yaşamışlar.